Altın fiyatları düşmeye devam edecek mi?

Altın Fiyatlarında Belirgin Düşüş!

Son dönemde global piyasalardaki sakinleşme ve siyasi gerilimin azalmasıyla birlikte altın fiyatlarında gözle görülür bir düşüş yaşandı. Gram altın, uzun bir sürenin ardından 4 bin TL’nin altına geriledi.

Altın ve finans piyasaları uzmanı İslam Memiş, meydana gelen gelişmelerin altın fiyatlarını doğrudan etkilediğini ve düşüşe yol açtığını, ancak bu durumun kalıcı olmadığını belirtti. Memiş, kısa vadede fiyatlarda toparlanma beklediğini ifade etti.

Altın Almak için İyi Bir Fırsat!

Memiş’e göre, Mayıs ayında yaşanan fiyat dalgalanmaları, hem yatırımcılar hem de fiziki altına ihtiyacı olan bireyler için önemli bir durumu işaret ediyor. Gram altın geçtiğimiz haftayı 4.210 TL seviyesinden kapatırken, daha sonra 4.063 TL’ye geriledi ve en son olarak 3.963 TL seviyesine kadar indi. Bu geçici düşüşü değerlendiren Memiş, fiyatların 4.000 ile 4.200 TL arasında dalgalanabileceğini öngörüyor.

Özellikle düğün hazırlığı yapanlar veya altın borcu bulunanlar için bu fiyat seviyelerinin bir alım fırsatı olduğunu vurguluyor.

Altında Yükseliş Sinyalleri!

Altın fiyatları, kısa vadede toparlanma belirtileri göstermeye başladı. Finansal piyasaların genel görünümü, Borsa İstanbul’un yükselişi ve döviz kurlarındaki istikrarla desteklenmektedir. Bu olumlu ortam, altının tekrar değer kazanabileceğine işaret etmektedir.

İslam Memiş, altının uzun vadeli performansının küresel piyasalardaki yeni risk algılarına ve döviz kurlarındaki dalgalanmalara bağlı olduğunu belirtmektedir. Bu sebeple yatırımcıların piyasadaki gelişmeleri yakından takip etmeleri gerektiğini vurgulamaktadır.

Altın Fiyatları Düşmeye Devam Edecek mi?

Altın fiyatlarındaki keskin düşüşler, kısa vadeli yatırım düşünen ve fiziki altına ihtiyacı olanlar için cazip seviyeler sunmaktadır. Uzmanlar, bu fiyat aralıklarının alım için değerlendirilebileceği konusunda hemfikir görünmektedir. Ancak uzun vadeli yatırım yapacak kişilerin, küresel gelişmeleri ve risk dinamiklerini dikkate almaları gerektiğini unutmamaları önemlidir.

*Bu haberde yer alan analiz ve yorumlar, yatırım tavsiyesi değildir.

Related Posts

Zirai don 7 milyon ton meyve kaybı yaşattı

Malatya Ticaret Borsası Başkanı Ramazan Özcan, TBMM Zirai Don Olayını Araştırma Komisyonu’nda, Türkiye’nin bu yıl meyve üretiminde 28 milyon ton ürün beklediğini ancak zirai don yüzünden bunun 21 milyon tona kadar gerileyeceğini söyledi.

Bakan Bolat: Milli gelirimiz 1 trilyon 371 milyar dolara yükseldi

Ticaret Bakanı Ömer Bolat, “Milli gelirimiz, 2023 yılında ilk defa 1 trilyon doları aştı. 2023’te 1 trilyon 130 milyar dolara yükseldi. 2024’te 1 trilyon 322 milyar dolara, 2025 ilk çeyreği sonunda da 1 trilyon 371 milyar dolara yükseldi” dedi.

Kereste devi 18 Haziran’da fişi çekiyor: Onlarca çalışan işinden olacak

Western Forest Products, Vancouver Adası’ndaki Chemainus testerehanesinde üretimi 18 Haziran’da durduracağını açıkladı. Şirket, bu kararın ardında düşen kereste talebi, yükselen ABD yumuşak ağaç vergileri ve uygun odun tedarikindeki ciddi …

Ünlü bankadan 2026 yılı için rekor altın tahmini

Wells Fargo analistlerine göre, küresel çatışmalar ve ekonomik belirsizliklerin devam etmesi, altın fiyatlarını rekor seviyelere çıkaracak. Banka, 2026 sonu için altın fiyatları hakkında rekor tahminde bulundu.

Akaryakıt fiyatlarına zam geliyor: Benzin için tarih verildi

Brent petrol fiyatlarının yükselmesiyle birlikte, 13 Haziran Cuma gününden itibaren geçerli olmak üzere benzinin litre fiyatına 1 TL zam geliyor. Yeni zamla birlikte İstanbul’da benzin 47.91 TL’ye, Ankara’da 48.58 TL’ye, İzmir’de ise 48.92 TL’ye yükselecek. İşte güncel akaryakıt fiyatları…

Bizim kuşak bu utançla yaşamaya alışık zaten

“Utanç” evet. Bunu başka türlü tanımlayabilmenin imkânı yok. İki yıla yakın bir süredir Siyonist terör örgütü İsrail’in soykırımını “sadece seyrederek” devam ediyoruz hayatımıza ve evet, bunun tam adı utanç. Ama alışığız biz utançla yaşamaya. Yine de bütün analizlerin, bütün amaların, bütün fakatların kıyısında durup tekrar tekrar hatırlatmalıyız bu utancı kendimize. Çünkü 2025 yılının dünyasında, tüm dünya oturmuş soykırımı seyrediyoruz. Bir şey olmasını umut etmekten bile vazgeçmek üzereyiz. Dahasını