Karadağ’da milyar dolarlık gayrimenkul projesinin peyzajını Karaoğlu yaptı: ‘Bitki değil vizyon ihraç ettik’

Karaoğlu Peyzaj, Azmont Investments ile Balkanlar’da Büyük Bir Proje Üstlendi

2018 yılından bu yana Türkiye’den çeşitli büyük gruplar ve projelerin dikkat çektiği ülkede, Karaoğlu Peyzaj da önemli yatırımcılar arasında yer alıyor. Azerbaycan menşeli Azmont Investments tarafından Herceg Novi şehrinde gerçekleştirilen Portonovi Projesi’nde, 138 bin metrekarelik alanda çevre düzenlemesi Karaoğlu Peyzaj tarafından gerçekleştirildi.

Rize Ardeşenli girişimci Nesrin Karaoğlu Otuzoğlu’nun başarılı hikayesi, Hollanda’dan başlayıp İstanbul’a uzandıktan sonra şimdi de Balkanlar’da devam ediyor. Peyzaj mimarı Nesrin Karaoğlu Otuzoğlu ve ortakları Mehmet Karaoğlu ile Yasin Otuzoğlu, sektörde geçirdikleri 30 yılın ardından Karadağ’da gerçekleştirdikleri yeni yatırımlarını Portonovi Projesi’nde anlattı. Otuzoğlu, peyzajın sadece çevre düzenlemesi olmadığını, aynı zamanda düşük su tüketimli sulama sistemleri ve kıyı ekosistemine uygun bitkilendirme gibi sürdürülebilir çözümler geliştiren bir alan olduğunu vurguluyor.

Proje kapsamında büyük önem taşıyan noktalardan biri de bitkilerin büyük çoğunluğunun şirketin İstanbul, Ankara ve Sakarya’daki fidanlıklarında yetiştirilmesi oldu. Yasin Otuzoğlu, “Türkiye’den sadece hizmet ve bitki değil, aynı zamanda mühendislik gücü ve vizyon da ihraç ediyoruz” sözleriyle projenin detaylarından bahsediyor. Dünya genelinde peyzaj sektörünün 275 milyar dolarlık bir büyüklüğe ulaştığını belirten Otuzoğlu, Türkiye’deki bu sektörün ise en fazla 1 milyar dolarlık bir hacme sahip olduğunu aktarıyor.

Mehmet Karaoğlu da konuya ilişkin yaptığı açıklamada, “Doğru peyzaj uygulamaları, yeşil ekonomiye geçişin somut bir örneğini oluşturuyor” ifadelerine yer veriyor. Nesrin Karaoğlu Otuzoğlu ise kentlerde park ve bahçelerin insan ruh sağlığı açısından büyük önem taşıdığını vurgularken, “Kentleşme, yeşil alanların yok sayılması anlamına gelmemeli. Aksine, bu alanlar korunmalı ve kentsel tasarımın merkezine yerleştirilmelidir” şeklinde konuşuyor.

Related Posts

Zirai don 7 milyon ton meyve kaybı yaşattı

Malatya Ticaret Borsası Başkanı Ramazan Özcan, TBMM Zirai Don Olayını Araştırma Komisyonu’nda, Türkiye’nin bu yıl meyve üretiminde 28 milyon ton ürün beklediğini ancak zirai don yüzünden bunun 21 milyon tona kadar gerileyeceğini söyledi.

Bakan Bolat: Milli gelirimiz 1 trilyon 371 milyar dolara yükseldi

Ticaret Bakanı Ömer Bolat, “Milli gelirimiz, 2023 yılında ilk defa 1 trilyon doları aştı. 2023’te 1 trilyon 130 milyar dolara yükseldi. 2024’te 1 trilyon 322 milyar dolara, 2025 ilk çeyreği sonunda da 1 trilyon 371 milyar dolara yükseldi” dedi.

Kereste devi 18 Haziran’da fişi çekiyor: Onlarca çalışan işinden olacak

Western Forest Products, Vancouver Adası’ndaki Chemainus testerehanesinde üretimi 18 Haziran’da durduracağını açıkladı. Şirket, bu kararın ardında düşen kereste talebi, yükselen ABD yumuşak ağaç vergileri ve uygun odun tedarikindeki ciddi …

Ünlü bankadan 2026 yılı için rekor altın tahmini

Wells Fargo analistlerine göre, küresel çatışmalar ve ekonomik belirsizliklerin devam etmesi, altın fiyatlarını rekor seviyelere çıkaracak. Banka, 2026 sonu için altın fiyatları hakkında rekor tahminde bulundu.

Akaryakıt fiyatlarına zam geliyor: Benzin için tarih verildi

Brent petrol fiyatlarının yükselmesiyle birlikte, 13 Haziran Cuma gününden itibaren geçerli olmak üzere benzinin litre fiyatına 1 TL zam geliyor. Yeni zamla birlikte İstanbul’da benzin 47.91 TL’ye, Ankara’da 48.58 TL’ye, İzmir’de ise 48.92 TL’ye yükselecek. İşte güncel akaryakıt fiyatları…

Bizim kuşak bu utançla yaşamaya alışık zaten

“Utanç” evet. Bunu başka türlü tanımlayabilmenin imkânı yok. İki yıla yakın bir süredir Siyonist terör örgütü İsrail’in soykırımını “sadece seyrederek” devam ediyoruz hayatımıza ve evet, bunun tam adı utanç. Ama alışığız biz utançla yaşamaya. Yine de bütün analizlerin, bütün amaların, bütün fakatların kıyısında durup tekrar tekrar hatırlatmalıyız bu utancı kendimize. Çünkü 2025 yılının dünyasında, tüm dünya oturmuş soykırımı seyrediyoruz. Bir şey olmasını umut etmekten bile vazgeçmek üzereyiz. Dahasını